Çocuklara Sanat Yoluyla Ekoloji Eğitimi: Arı Aşkına!

Sayfayı Paylaş:

“Bir şeyi sevmek, bir şeyi anlamakla başlıyor”

Nil İlkbaşaran

 

Sürdürülebilir bir yaşam için çocukları çevrenin korunması ile ilgili tutumlar, değerler, bilgi ve gerekli olan becerilerle donatmak hayâti bir önem taşımaktadır. Çevre eğitimi etik ve eylemlerle ilgilidir, yalnızca öğrenilmesi gereken bir konu değil; bir düşünme tarzı, bir davranış şeklidir (Davis, 1998). 

Sanatçıların ekolojik değişimlere ve çevresel felaketlere ilgisi sanatla ilgili kültür kurumları ve müzeleri doğa ve ekoloji üzerine projeler yapmaya ve eğitim programları hazırlamaya yöneltmiştir. Günümüzde ekolojik sorunları çözmeye çalışan uluslararası bir sanatçı hareketi mevcuttur. “Sanatçılar, mimarlar, planlamacılar, sosyal bilimciler, biyologlar, bilim adamları, botanikçiler ve topluluklar ile işbirliği içinde çalışarak projeler üretmektedirler” (Aydın ve Zümrüt, 2013). Çağdaş sanatçılarının üretimlerine bakılacak olursa yeniden canlandırma ve habitatı restore etme yoluyla toplumdaki rollerini sorguladıkları görülmektedir. Ekolojik sanata dair çalışmalar üretmenin ötesinde izleyiciyi soru sormaya, ilişkileri düşünmeye ve insan doğa arasındaki etkileşimi değiştirmeye teşvik ederler.

Hollis’e göre ekolojik konularla ilişkilendirilmiş sanat eğitimi programları, çocukları yeryüzü ile pozitif ilişkiler kurma konusunda farkındalık kazandırabilir ve onları yıkıcı ekolojik eğilimleri değiştirme ve çevreyi korumada aktif bir ses olmalarına yardımcı olabilir. (Hollis’den akt. Mamur, 2017). Sanat eğitimi, alternatif bir araç sağlayarak çevre eğitiminin gücünü ve geçerliliğini artırmak için dinamik bir yol sunar (Inwood, 2013).

 

Katılımcı bir ekolojik sanat çalışması olan Arı Aşkına! ilk olarak 2017/Sinopale 6'da Sinop Arıcılar Derneği ile işbirliği içinde gerçekleştirilmiştir. Projenin yürütücüleri Nil İlkbaşaran, Güngör Erdem ve Maria Sezer sanat eğitmenliği rolü üstlenmişlerdir. Hollandalı sanatçı Maria Sezer ile Hollanda’da uzun süre yaşamış olan Nil İlkbaşaran, arı-doğa-insan konulu atölyeleri, Hollanda eğitim sisteminden yararlanarak oluşturmuşlardır. Çevre eğitimi üzerine yapılan uluslararası çalışmalar, bireylerin çevre eğitimini en verimli şekilde alabilecekleri öğretim seviyesinin ortaöğretim süreci olduğunu göstermiştir ve bu projede doğru orantılı olarak 7-14 yaş grubu çocukların hedef kitle olarak belirlendiği görülmektedir.

Arı Aşkına! projesinde çocukların edindikleri bilgileri kendi yaratıcı dillerine dökmeleri; bazen dramayla bazen danslarla bazen de çalışmalar sonucunda ortaya konan çizimler ve metinlerle sağlanır. Çocuklar, birtakım renkleri, formları, biçimleri, yeteneklerine uygun bir maddeyi özgür bir şekilde kullanma imkân ve avantajına sahip olurlarsa, duygu ve düşüncelerinin yanı sıra isteklerini de dile getirilebilirler. Atölyelerin aşamaları belirlenirken çocukların tıpkı bir sanatçı gibi, bir sanat ürünü oluşturmalarına ve bunu sergileyerek paylaşmalarına özen gösterilmiştir. Arı Aşkına! atölyeleri hem katılımcıların becerilerine hem de yöreye özgü malzeme ve zanaatlerin kullanılmasına dikkat edilerek, her etkinlik için özel bir alan yaratır. Çocuklar atölyede bulundukları süre boyunca sanatçı, arıcı, botanikçi, tasarımcı gibi farklı disiplinlerden uzman bireylerle buluşma ve onlardan öğrenme fırsatı bulur. Çocuklara doğada gözlem yapma fırsatı verilerek, katılımcı ve sorgulayıcı bir yaklaşımla çözüm üreterek, kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunulur ve çevre bilincinin artması sağlanır.

Katılımcıları arı-doğa-insan ilişkisi ile ilgili bilgilendirmenin ardından, edindikleri bilgiyi özgün ifade dillerini kullanarak şekillendirmesine ve birlikte bir yapıt ortaya çıkarmalarına imkân sağlamak üzere atöyle iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada çocuklara belirli bir aralıkta, arıların doğadaki yaşamı ve insan hayatına etkisinin yanı sıra bireylerin hem kendi yaşam alanlarını hem de arıların yaşam alanlarını nasıl koruyabilecekleri üzerine bilgiler verilir ve edindikleri bilgileri somut bir ürüne dönüştürebilmeleri için çeşitli öğrenme yolları geliştirilir. İkinci aşamada ise üniversite öğrencilerinden oluşan katılımcılara, edindikleri bilgileri somut bir objeye ya da bir performansa dönüştürebilmeleri için gravür baskı tekniği öğretilirek, edindikleri bilgiler ile çocukların yapmış oldukları çizimleri somut bir ürüne dönüştürebilmeleri sağlanır.  Bu gibi işbirlikçi sanat projeleri, çocukların işbirlikçi düşünme ve farklı fikirleri dinleme ve kabul etme becerilerini geliştirmelerinde önemli bir rol oynamaktadır (Chawla, 2019). 

Arı Aşkına atölyeleri resim destekli Kara Kovan ve Arı-Doğa-İnsan adlı iki kitaptan yararlanır. Öğrenciler için bilgilendirici sunum ve sohbetleri de barındıran Kara Kovan, arıları insanlara hizmet eden bir canlı türü olarak değil, doğanın bir parçası olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda doğa-insan-hayvan-yaşam döngülerinin birbiriyle etkileşimlerini inceleme imkânı sağlamaktadır (Metin, 2018).

Arı-Doğa-İnsan ise Prof. T. Melih Görgün ve Arş. Gör. Gülce Nur Ertopuz yönetiminde Arı Aşkına! projesi ile işbirliği içinde oluşturulan bir diğer eğitici kitaptır. Arı Doğa İnsan, arının yaşam alanındaki değişimini ve bizim yaşam biçimimiz, alışkanlıklarımız ve artan tüketimimiz tarafından nasıl etkilendiği sorusunu araştıran kolektif bir çalışmadır. Arının ekosistemdeki yerini ve görevini temel alan bir bilgi aktarımı yaparak, sanat dâhil yaşamın her alanında doğaya duyarlılığı arttırmayı amaçlamaktadır. Arı Doğa İnsan kitabı yeni nesilin öncülüğünü yaptığı iklimsel politikaları değiştirme süreci konusunda düşünmeye bir giriş yapması açısından örnek bir katılımcı sanat çalışması niteliğindedir (Metin, 2018). 

Arı Aşkına!,  2017’den bu yana Türkiye'nin çeşitli illerinde 2.000’den fazla çocuk ve gence doğrudan ulaşmıştır. Ekolojik farkındalığı arttırmak, çocuklara arıyı sevdirmek ve arıların yok oluşuna karşı onları daha duyarlı hâle getirmek gibi ilkelerle başlayan proje, zaman içerisinde ekolojik farkındalık atölyeleri olarak evrilmiştir. Gerçekliği betimleme, ilişkileri estetik biçimlerle anlatma ve doğaya ait gizleri katılımcılara aktarmada başarılı olmuştur. Elde edilen sonuçlar, çocukların atölyeye katılım sürecinde yaşadığı deneyimlerin, etkileşimlerin ve paylaşımların, doğaya ilişkin düşüncelerine ve tepkilerine olumlu yönde katkıda bulunduğunu göstermiştir.

 

Kaynaklar

Aydın, İ & Zümrüt, Y. (2013). Doğa ve Sanat Ekeseninde Farklı Yaklaşımlar. Sanat ve Tasarım Dergisi. 4 (4) , 53-78.

Chawla, L. (2019). Participation and the Ecology of Environmental Awareness and Action. Journal of Applied Developmental Psychology. 65. https://doi.org/10.1016/j.appdev.2019.101069.

Davis, J. (1998). Young Children, Environmental Education, and the Future. Early Childhood Education Journal, 26(2), 117-123.

Inwood, H. (2013). Cultivating Artistic approaches to Environmental Learning: Exploring Eco-art Education in Elementary Classrooms. International Electronic Journal of Environmental Education. 3 (2). 129-145.

İlkbaşaran, N. Sergiler ve Sunumlar, https://ariaskina.org/sergiler-sunumlar, 10.09.2021.

Mamur, N. (2017). Ekolojik Sanat: Çevre Eğitimi İle Sanatın Kesişme Noktası. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 13 (3) ,  1000-1016.

Metin, A.C. (2018). Eleştirel Grafik Tasarım Ürünü Olarak Kara Kovan Kitabı. Route Educational and Social Science Journal, 5 (14), 787-797.