Eskişehir İmren Erşen Oya Müzesi

"Yer Gök Oya" 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                            Fotoğraf:  eskisehiroyamuzesi.com

Eskişehirde büyükşehir belediye başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen önderliğinde oluşturulan başta Balmumu Heykel Müzesi ve şehrin diğer müzeleri yerli ve yabancı ziyaretçilerce ilgiyle ziyaret edilmektedir. Eskişehir Büyükşehir Belediyesının yeni müzesi İmren Erşen Oya Müzesi de belediyenin diğer müzeleriyle aynı bölgede, Osmanlı kent dokusunu yansıtan Odunpazarı Bölgesi konaklarından Sivrioğulları Konağı'nda yer almaktadır. Konak giriş+2 kattan oluşmakta tarihi özelliklerini kısmen yaşatmaktadır.

  

Müzeye isim verilen koleksiyon sahibi İmren Erşen Kim? Kısaca tanıyalım:

İmren Erşen 1940 yılında Berlin'de doğmuş eğitimine Eskişehir Anadolu Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde başlamıştır. Daha sonra ülkemizin önemli sanatçılarından Refik Epikman ve Eşref Üren'den desen boya gibi dersler alarak ressam olma yolunda büyük adımlar atmıştır. Bugün 48 kişisel sergisi bulunan bir ressamdır ve çalışmalarını Ankara'da sürdürmektedir.

 

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile lise arkadaşı olan İmren Erşen yaklaşık 60 yıl boyunca Anadolu'nun farklı yerlerinden koleksiyonunu oluşturduğu oyalar OYA MÜZESİ'ni oluşturulmuştur.  Haziran 2022'de Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın katılımlarıyla açılışı gerçekleştirilen müzede binlerce oya var. 

Anadolu'nun eşsiz kültür mirasının bir parçası olan ve müzedeki örneklerle yaklaşık 200 yıla tanıklık eden oyalar, el işleri yalnız halk sanatını yansıtmakla kalmıyor aynı zamanda yaşam biçimi, duygu, düşünce... gibi pek çok anlamı içeren anonim eserlerdir.

 (((Oya Defteri modeller unutulmasın diye oluşturulmuş)))

 

Giriş Katından başlayarak şimdi beraber gezip inceleyelim. Giriş katında sergileme alanı bulunmuyor. Konak tescilli tarihi bir yapı olduğu için asansör, üst kata çıkmak için rampa bulunmuyor.Üst iki kata merdivenlerle çıkıyoruz. Not/// Üst katları ziyaret edemeyecek, müzeyi inceleyemeyecek engelli, yaşlılar ya da izlemek isteyen herkes için video sunumu mevcut olduğunu söylendi. (Biz izlemedik). Giriş katında eşyalarınızı koymak için vestiyer ve dolaplar bulunmakta. 

 

1. Kat sergi alanında oda ve sofada oyalarla ilgili segilemeler mevcut. Sergi alanını birebir ziyaretçilere sunum yapan müze görevlileri eşliğinde geziyorsunuz. Sorularınıza cevap alabiliyorsunuz. Özellikle yazma oyalarının yer aldığı bu katta genel olarak boncuklu oyalar şeklinde birbirinden farklı motiflerde yüzlerce oya yan yana duruyor. Özel nitelikli olanların yanlarında yalnızca ismen yazılmış.

  Fotoğraf:  eskisehiroyamuzesi.com

 

Yalnızca iğne oyaları değil müzede bu katta ve diğer bölümlerde ipek kese, boncuk işi süs eşyaları, cüzdan,el işi duvar panoları ve 1. kata çıkarken cam altı boya tekniğinde aynalar ve şahmeranları görüyorsunuz.

 

2. Katta Üç Güzeller odası, Gelin Odası, Sünnet odası ismi verilen oda ve orta alanda özel sergileme alanları oluşturulmuş. İsminden de anlaşılacağı üzere Gelin Odası'nda bir gelin yatağı teması mevcut. Yatak üstü 200'e yakın oyalı yazma ile süslenmiş, yan kolonlara ise el işlemeli dokumalar (peşkir) bağlanarak süslenmiş. Odanın detaylarında geleneksel öğeler yansıtılmış. Aynalı komodinin üzerinde ise baharat kapları, şerbet sürahisi ve şerbet kapları, kahve takımı ve fincanlar bulunuyor. Duvarda Kuran asılı olan muhtemelen kaneviçe işli çanta/kılıf bizi eskiye götüren detaylardan.

 

      Fotoğraf:  eskisehiroyamuzesi.com

 

Sünnet Odası'nda da bezer bir şekilde yatağın üstü yazmalarla kaplı bunlar oyasız yazmalar. Kenarlarda bulunanlar ise boncuk oyalı. Gelin odasında da olduğu gibi geleneksel öğeler burada da yer alıyor. Yatak üzerindeki altın takılı yastık, sünnet kıyafeti, bez oyuncaklar, şerbetlik... bunlardan bazıları.

 Fotoğraf:  eskisehiroyamuzesi.com

Üç Güzeller Odası'nda biri sabit ve ayrı ikisi yan yana kendi etrafında dönen bir düzenekle yerel Eskişehir kıyafetleriiçinde üç manken bulunuyor. Özel bir beşik ve renklerinin canlılığına, işçiliğine hayran kaldığımız 200 yıllık mor bir gelinlik de yer almakta.

 

Fotoğraf:  eskisehiroyamuzesi.com

Orta alanda Ege yöresi efe oyası örnekleri bulunmakta. Seyirlik köşk alanına buradan merdivenlerle çıkılmakta ancak çıkmak yasak. Bu oturma alanına şöyle bir baktıktan sonra kenardaki tüylü gelin başı dikkatinizi çekecek. Günümüzde Türkmenlerin devam ettirdiği daha çok şamanik bir geleneğin yansıması olan geleneğin geleneği başlık dikkat çeken eserler arasında.

 

 

                  Efe Oyaları                                                             Seyir Köşkü

 

Tam bitti derken son bir odada cezaevi mahkumlarının yaptığı boncuk işleri, yazmaları süsleyen desenlerin kalıplarının bulunduğu oda müzenin son uğrak yeri.

 

Son olarak duvarda yer alan özellikle cam altı boyama tekniğindeki panalordaki şahmeranlara yer verelim. koruyucu özelliğine inanıldığı için özellikle kırsal kesimde evleri süsleyen bu şahmeranlar ayrı bir yazının konusu. 

 

 

Ziyaret Edecekler İçin Notlar

  • Giriş Ücreti tam 15TL Öğrenci 7,5TL. Engelliler için giriş ücretsiz ancak müze merdivenli olduğu için bu yönde engelsiz bir müze değil. Yaş nedeniyle merdiven çıkamıyorsanız ya da bedensel engel nedeniyle yürüyemeyenler için maalesef müze uygun değil
  • Müze binasının olduğu tarihi konak kalabalık grupların gezmesi için uygun değil
  • ortalama 30 - 45 dakilkada gezebileceğiniz bir müze
  • Fotoğraf çekebiliyorsunuz ancak video yasak
  •  

 

Gezip gördüğümüz müze hakkında kendi düşüncelerimiz ve notlar 

 

  • İmren Erşen'in 60 yıla varan koleksiyonuna öncelikle hayran kaldık. Yaklaşık 200 yıllık kültürel mirasa birebir tanıklık etmiş eserlerin çok iyi durumda olması, bunca zamandır özenle bakılmış olması ayrıca takdire şayan. 
  • Müzede öğretici Oya hakkında bulmayı umduğumuz bilgilerle karşılaşmadık. Yüzyıllara tanıklık etmiş oya işlerinin kültürel anlamları, özel sembolik ifadelerine ilişkin görsel pano, bilgilerin bulunması ya da oya ile ilgili genel bilgilerin yer alması müzeyi daha anlamlı hale getirebilirdi. Buna bir örnek vermek gerekirse 

Oyalar ilettikleri mesaj açısından türlerine göre farklılık gösterir. Bugün Anadolu’nun bazı yörelerinde devam eden geleneklere göre, koca evine geldiği zaman gelin keyfince konuşamaz. Elbise kenarlarına, yazmalara, hotozlara dikilen oyalar: birer nağme, mesajdır. Dili bağlı gelinin başındaki oyalar sözsüz konuşmalardır. Nikâh töreninden bir gün sonra okutulan geleneksel mevlit töreninde, sadece kayınvalideye örtülen “Çakır Dikeni” isimli oya: gelinin kayınvalideye “Bana diken gibi batma” mesajını iletmektedir. Başına biber motifleri yapılmış bir yazma bağlayan gelin, “Aramız biber gibi acı” demektedir ( Taciser Onuk, Osmanlı’dan günümüze oyalar. 2005, sayfa 8).

  • hemen hemen tüm müzeler tarihi odunpazarı konakları içerisinde yer alıyor. Oya Müzesi ile birlikte yaklaşık 20 müze aynı sıkışık bölgede. Eskişehir'e farklı bir şehirden geldiniz hangi müzeyi gezeceksiniz? Aynı bölgede, benzer konaklar içerisinde bu kadar müzeyi ilgiyle gezmek zor. Bu yüzden gelmeden seçici olmanızda yarar var. 
  • Yine müze yapısı herkese hitap etmiyor, engelsiz bir alanda sergilenmesi herkese hitap etmesini arzu ederdik.
  • Yalnız oya değil farklı el işçilikleri, kıyafet, kültürel öğelerin bulunmasını, özenle yerleştirilmesini çok beğendik. Son olarak eserlerin yarınlara daha sağlıklı ulaşması için modern ve teknolojiden yararlanarak oyaların, yazmaların narin yapılarına uygun bir sergileme yöntemine kavuşmasını diliyoruz