Geçmişten Günümüze Ankara Kadınları

Sayfayı Paylaş:

Ankara Ulucanlar Müzesi içerisinde bulunan ve çoğu kişinin bilmediği bir sanat sergisini bugün 8 Mart Dünya Kadınlar gününde hep beraber inceleyelim istiyoruz. 2012 yılından bugüne ziyarete açık sergide geçmişten bugüne binlerce yıllık zaman diliminde farklı kültür ve medeniyetlere ait kadın kıyafetlerinin canlandırmaları, aksesuar ve ayakkabıları yer alıyor.

Hatti Kadını: Çivi tabletlerinden edinilen bilgiye göre Rabatum Kraliçe ya da Beyceler ticarette söz sahibi kadınlardır. Kadınlar ve erkekler hukuksal anlamda eşit haklara sahiptir. 

Hitit Kadını: Kadın kelimesi karşılığı 'Kuwana' 'dır. Çeşitli mesleklerde çalışan kadınlardan terzi (Tuğ), Dokumacı (Us.bar) Değirmenci kadın (Ara) gibi iş sahalarında görev almıştır. Bu dönemde Ankaralı bir Hitit kadınını tasvir eden Bitik Vazosu dönemin en önemli görsel kaynaklarındandır. Hitit yasalarına göre kadın ve erkekler eşit haklara sahiptir. 

Frig Kadınları: Polatlı Gordion/ Yassıhöyük bu dönemde başkent olmuş dolayısıyla da Ankara ilk kez başkent olmuştur. Ana Tanrıça Kybele kültürün önemli bir kadın imgeli parçasıdır. 

Galat Kadını:Sert, savaşçı ve cesur olarak bilinen Galatlar'ı M.Ö. 1. yüzyılda yaşayan Titus Livius şöyle betimlemiştir ;kızıl ya da beyaz tenli, uzun boylu ve iri yapılıdır. Kadınlar evlenirken eşlerine drohoma götürür ( bir çeşit başlık parası) erkekler de aldıkları drohomaya eşit gelecek bir pay katarak birlikte bütçe oluştururlar. Erkeklerin kadınlar ve çocukları üzerinde yaşamsal hakkı vardır. Roma ile yapılan savaştan sonra  Ankyra'da tutsak aldıkları ve Galat şefinin karısına tecavüz eden Roma askerinin başını, tecavüze uğrayan kadın iki hizmetçisiyle başını kesip kocasına verdiği kaynaklarda geçmektedir. 

Hellenistik Dönemde Kadın: Hayatın içerisinde daha fazla rol alan ve kültürel gelişime katkısı olan kadınlar hakkında en önemli bilgilerden birisi Boioita'da bulunan (m.ö. 2. yy) yazıtta köleyi serbest bırakan bir  kadının aynı zamanda kişisel servetinden de bahsedilir. Bu bilgi ve diğer dönem kaynakları kadınların kendi mülklerini yönettiğini göstermektedir. Mısır yazılı kaynaklrı bu dönemde kadınların evlilik antlaşmaları yapabildiğini gösteriyor. Bilimsel ve sanat anlamında öne çıkan kadınlar hakkındaki kaynaklardan ressam, müzisyen, doktor, felsefe gibi pek çok alanda başarılarıyla ön çıkmışlardır. 

Roma Döneminde Kadın: Cumhuriyet ve imparatorluk dönemlerinde siyasi ve sosyal hayatta Hellenistik dönem kadını kadar ön planda değildir. Bunun en büyük göstergelerinden birim.ö. 215 yılında çıkarılan Lex Oppia (oppia kanunları)'ında kadınların bulundurabilecekleri altın kısıtlanmış ve renkli kıyafetlerle sokakta dolaşmaları yasaklanmıştır.  Bu dönemdeki bir belgede kadınların hakim olamayacakları açıkça belirtilmiştir. Devlet resmi görevlerinden sadece "rahibe" olarak görev alabiliyor, bu göreve de genellikle soylu ailelerin kızları getiriliyordu. Daha uzaktaki eyaletlerde Pompeii, Mısır gibi kadınlar daha fazla hakka sahipti. Doktor, tüccar gibi özel sektörde çalışan kadınlar evli ise servetleri esleri tarafından yönetilmekteydi.

Bizans Döneminde Kadın: Kadının sosyal, siyasi ve kültürel hayatı farklı dönemlerde (erken orta ve geç bizans dönemlerinde) değişiklikler göstermiştir. Hristiyanlığın güçlenmesiyle içe kapalı bir dönemi olduğu gibi daha görünür biçimde rol aldıkları dönemler de mevcuttur. Kilise yaşamında rahibe, cenazelerde ağıtçı, oyuncu, dansçılık gibi farklı alanlarda çalışmışlardır. Siyasi alanda imparotoriçe olan İrine, Zoe ve Thedora gibi kadınlar dönemlerine damgasını vurmuştur. 

Anadolu Selçuklu Kadınları: Orta Asya gelenek ve görenekleri ile yurt edinilen Anadolu kültürü izleri kültürel yaşamda görülür. Bu dönemin en önemli 'kadın' belgeleri arasında; Kubadabad Saray çinilerindeki tasvirler, minyatürler, ve yazılı olarak Divan-ı Lügati't Türk eseridir. 

Osmanlı Döneminde Kadın: 13-20. yüzyıllarda hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu'nda farklı dönemlerde farklı kültürel, sosyal ve moda değişiklikleri görülür. Kadınlar dini açıdan Müslüman olanlar ve Müslüman olayanlar olaraka ayrılmış bu ayrım kültürel sosyal yaşamlarından kıyafetlerine kadar yansımıştır. Kentlerde Tanzimat Fermanının ilanına kadar Gayri Müslim kadınlar farklı renkte kıyafet giymesi uygun görülmüştür. Kırsal kesimde geleneksel kıyafetler özellikleri daha fazla korumuştur. Osmanlı Döneminde Ankara Soft Kumaşı ve ipliğiyle ticaret yolları önemini kaybedene kadar önemli bir ticari ürün olmuş, Ankara halkını ve özellikle kadınların önemli gelirler elde etmesini sağlamıştır. Kıyafetlerde Ankara yerel özelliklerine bakacak olursak; holta denilen bol şalvar üstüne salta denilen kollu cepken giyilirdi.

Cumhuriyet Döneminde Kadın: 13 Ekim 1923'te Ankara son kezbaşkent olduktan sonra yaşanan gelişmeler kadınları da etkilemiştir. Özellikle Erken Cumhuriyet ve Atatürk sayesinde, kadınlara var olması gerektiği siyasi, bilimsel, sosyal ve kültürel haklar verilmiştir. Cumhuriyet dönemi 1923 - günümüze kadar uzanan geniş bir dönem. Bu nedenle erken Cumhuriyet dönemi kadın kıyafet ve aksesuarları bulunmaktadır. Aslında sergiyi gezen her kişi de bugünün modasını yansıtan birer örnektir. 

Özel Kolleksiyon Kadın Giysilerinde birisi gelinlik diğeri kaftan iki kıyafet bulunur. Sergilenen pembe üzerine altın renli ipliklerle işlemeli Gelinlik, Ankaralı tiftik tüccarı ailenin 1883 doğumlu kızlarına aitmiş ve 1899 yılında bu gelinliği giyen Münevver Özdoğan'ın torunu bu güzel projeye bağılşamış. Kaftan ise 16-19. yy kaftanlarından esinlenerek Aliye Olcay tarafından 1973 yılında tasarlanmış ve sergiye bağışlanmıştır. 

Ankara'da görülmesi gereken bir yer. Ulucanlar Cezaevinin içerisinde ve yönlendirme olmaksızın zor bulunan bir alanda olması her ne kadar olumsuz bir durum yaratsa da içerğin özel oluşu bilenlere, görmek isteyenlere mani olmayacaktır. Orhan Altınoğlu Kuyumculuk'a ait dönem takı aksesuar detayları, başlık, ayakkabı gibi tüm detayları da serginin en özel yanlarından. Ankara'da pek çok insanın katkısıyla hazırlanmış bu sergiyi görmenizi tavsiye ediyoruz. 

 


Bu çalışmada başlıca kaynak "Geçmişten Günümüze Ankara Kadınları" katoloğundaki Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, Prof. Dr. Aliye Öztan, Prof. Dr. Turgut Yiğit, Prof. Dr. Coşkun Özgünel, Prof. Dr. Melek Delilbaşı, Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu, Prof. Dr. Ünsal Yavuz'un dönemlere ilişkin yazılarıdır.