YAZ ALEGORİSİ VE CERES-DEMETER KÜLTÜ

Sayfayı Paylaş:

Mayıs ayının sonuna geldik artık ve doğanın kendini yenilediği, canlandığı ilkbahar dönemini bırakıp yaza giriyoruz. Biz de yaza hazırlık yaptığımız bugünlerde sizlere Francesco M. Laboureur (1767-1831)'un "Yaz Alegorisi (L'Estate)" adlı eseri ile Demeter-Ceres Kültü'nden bahsedeceğiz.

Roma’daki Piazza del Popolo’da bulunan, mevsimleri simgeleyen dört heykelden biri olan “Yaz Alegorisi”, Belçika asıllı ancak Roma’da doğup büyümüş, babası ve oğlu da kendisi gibi heykeltıraş olan Francesco M. Laboureur tarafından 1824’te yapılmıştır. Herhangi bir kavramın insanlar tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için onun simgeler kullanarak resime ve heykele aktarılması anlamına gelen alegoriye Roma’da sıklıkla rastlanılır. Laboreur, bu heykelde kafasına başaklardan taç takmış olan uzun elbiseli bir kadını betimlemiştir. Heykelin elinde tuttuğu ve orakla yeni kesilmişçesine gösterdiği buğday demeti yazın yapılan harmanı, hemen yanında yerde duran mahsul dolu sepet yaz hasadını, kadının orta yaşlı görünümü yazın doğanın artık taze ve yeşil olmayışını, her şeyin olgunlaşmaya başlayışını simgeler.

 

Heykel birçok yönüyle Ceres’i hatırlatır. Yunan karşılığı Demeter olan Ceres, Roma’da tarım, özellikle de tahıl tanrıçasıydı. Olgun, tarlalarla ilgilenmekten güneşin altında saçları sararmış, teni terle ıslanmış, saçları genelde toplu bir tanrıça olarak betimlenen Ceres-Demeter için Akdeniz coğrafyasının her yerinde kurbanlar kesilir, gizemli ritüeller düzenlenirdi. Aynı zamanda tanrıçanın adı, önüne getirilen “horephoros” (mevsim getiren), “xanthe” (sarışın) ve “drepanephoros” (orak taşıyan) gibi epitetlerle anılırdı. Emeğe, alın terine önem veren Demeter her zaman diğer tanrıçaların aksine alçakgönüllü ve mütevazı olarak görülmüştür. Sofranın en olmazsa olmaz yiyeceğinin her zaman ekmek veya lapa olduğu Akdeniz’de, aristokrattan köylüye, köleden denizciye herkes karnını doyurabilmek için tahıl tanrıçasının gönlünü hoş tutmaya muhtaçtı. Dolayısıyla Demeter ve Ceres her zaman halka en yakın, en sevilen ve saygı gören tanrıçalardandı.

 

Yunanistan’daki Eleusis’te, üye olmayan kimsenin giremediği, her sosyal statüden temsilcilerin bulunduğu “Eleusis Gizemleri” adında bir Demeter kültü bulunuyordu. Bu kültün ritüellerinde tam olarak neler yapıldığı, adından anlaşılacağı gibi gizemli, dışarıya bilgi verilmesinin yasak olduğu bir topluluk olduğu için tam olarak bilinememekte. Elde edilebilen nadir bilgilere göre büyük ihtimalle yüksek oranda alkol alımı, müzik, ayinler ve çok sayıda kurbanlar içeriyordu. Demeter aynı zamanda kızı Persephone (Roma’da Proserpina) ile birlikte tapım görürdü. Dayısı Hades tarafından Sicilya’da çiçek toplarken kaçırılan Persephone, yeraltının kraliçesi olmuştu, bu yüzden halkın gözünde hem korku, hem de annesinden koparılmış bir genç kız olduğu için merhamet uyandırırdı. Sicilya, Pergamon, Korint ve Nikomedia (İzmit) gibi tarımda gelişmiş kentlerde kültüne özellikle ilgi gösterilen tahıl tanrıçası, İngilizce’de mısır gevreği anlamına gelen “cereal” ve İspanyolca’da bira anlamına gelen “cerveza” sözcüklerine de ismini vermiştir.
 

Bu yazı, E. Polat tarafından 2019 yılında hazırlanan "Demer Kültü" adlı Lisans Bitirme Tezi'nin bir bölümünü oluşturmaktadır. Yazı içerisinde kullanılan fotoğraflar, E. Polat'a aittir.

 

SEÇİLİ KAYNAKÇA

E. Polat, Demeter Kültü, Ege Üniversitesi Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu Turizm Rehberliği Bölümü Lisans Tezi, İzmir, 2019.

R. Graves, Yunan Mitleri, Kolektif Kitap, İstanbul, 2010.

D. J. Rayor, Homeric Hymn to Demeter, 1998

J. March, Cassell’s Dictionary of Classical Mythology, 2001

J. Larson, Ancient Greek Cults: A Guide, 2007

S. C. Humphreys, The Strangeness of Gods, 2004