HEYKELİNİ YAPTIRAN İLK VE TEK OSMANLI PADİŞAHI: SULTAN ABDÜLAZİZ

Sayfayı Paylaş:

 

Yazımızın başlığında da belirttiğimiz üzere Osmanlı Döneminde heykelini yaptıran ilk ve tek padişah olan Sultan Abdülaziz’e ait atlı heykelin tanıtımına geçmeden önce kısaca heykelin İslam dünyasındaki yerinden bahsedip Abdülaziz dönemi kültür ve sanat ortamından bahsedeceğiz.

Heykel, diğer sanat dallarının aksine ülkemizde kendisine yeni yeni yer bulmaya başlayan ve halk tarafından daha az tanınmaktadır. Bunun nedeni ise kültürel ve sanatsal geçmişimizde heykel ve dahilinde suretin bir yansıması olan tasvirin İslamiyet'in kabulü ile yapıların süsleme programında kullanılmamasıdır. Bunun yanında; Anadolu'da Selçuklu döneminde Orta Asya etkili plastik değere sahip figürlü süsleme çeşitli yapılarda karşımıza çıkarken Osmanlı döneminde özellikle 19. yüzyıla kadar bu tarz süslemelere yer verilmemiştir. 

Selçuklu Çağı Plastik Etkili Süslemeler (1. Erzurum Yakutiye Medresesi / 2. Kayseri Döner Kümbet / 3. Niğde Hüdavent Hatun Türbesi)

ABDÜLAZİZ DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE SANAT ORTAMI

Lale Devri (1718-1730) ile birlikte Osmanlı artık toprak kayıplarının da yaşanmasının etkisiyle Batı'nın üstünlüğünü kabul etmeye ve Avrupalı devletler ile ilişkisini gözden geçirmeye başlamıştır. Bu sebeple Lale Devri'nden sonra başlayan özellikle askeri, siyasi ve sosyal alandaki yeniliklerin yanında Osmanlı yöneticileri Avrupa ziyaretlerinde kültür ve sanat konusundaki yenilikleri de takip etmiştir. 3. Selim (1789-1807) ve 2. Mahmut (1808-1839) döneminde Batı anlayışına uygun sanat eğilimleri hız kazanmış özellikle 2. Mahmut ve 1. Abdülmecid (1839-1861) döneminde İstanbul'a gelen Avrupalı ressamların sayısı artmıştır.

1. Sultan Abdülaziz İngiltere ziyaretinde 1867 / 2. Avrupa ziyaretinde 1867

Sultan Abdülaziz döneminde (1861-1876) kendinden önceki kültürel ve sanatsal ortam daha da geliştirilerek bu alanlarda yenilikler baş göstermiştir. Küçüklüğünden itibaren resme meraklı olan Sultan Abdülaziz, 1867 yılında Paris’te düzenlenen uluslararası sergiye bizzat katılmıştır. Osmanlı Devleti bu sergiye; Maksut Efendi, Naim Efendi, Yervant Efendi ve Muhsin Efendi’den oluşan teknik ekiple birlikte 327 sandık eşya ve iki kayık göndermiştir. 1873 yılında yüzbaşı Ahmet Ali Bey (asker ressam Şeker Ahmet Paşa) önderliğinde Türk ressamlarının da katılımıyla İstanbul'da düzenlenen karma sergiye destek vererek Türk Resim Sanatı'nda sergi fikrinin olgunlaşması bakımından önemli bir figür olmuştur. 1875 yılında da açılan sergi ile İstanbul'un kültür ve sanat ortamı iyiden iyiye değişmeye başlamıştır. Bunun yanında, Osmanlı sarayında bilinçli bir tablo koleksiyonu oluşturma düşüncesi yine Abdülaziz Dönemi’nde gerçekleşmiştir. 

Sultan Abdülaziz’in Paris Sergisi'nde İmparator III. Napolyon ve İmparatoriçe Eugénie’nin oğulları prens ile tanışmasına dair tasvir

Abdülaziz, 15 yıllık hükümdarlığı sırasında Mısır, Paris, Lyon, Londra ve Viyana'yı ziyaret etmiş buralardaki sanat ortamını yakından takip etme fırsatı yakalamıştır. Ayrıca, 1867’de Osman Hamdi Bey gibi Osmanlı sanatçılarının da katıldığı "Paris Uluslararası Sergisi"nin açılışına katılarak bir İslam ülkesinin en üst makamındaki kişinin kültür ve sanat ile çağdaşlaşma çabasını Avrupa'ya cesurca göstermiştir. Öte yandan Sultan Abdülaziz döneminde Pierre Desire Guillemet, Stanislavs von Chelebovski ve İvan Kostantinoviç Aivazovsky  İstanbul'a davet edilen ressamlar arasındadır. 

SULTAN ABDÜLAZİZ’İN ATLI HEYKELİ

Gustave Garnier’in 1868 yılında 58x76 cm. ölçülerinde tasarımını gerçekleştirdiği mermer büstün Sultan Abdülaziz tarafından çok beğenilmesi üzerine heykelin bir örneği bronza dökülmüştür. Beylerbeyi Sarayı Havuzlu Salon’da yer alan ve 1871 yılında Floransalı sanatçı C. F. Fuller tarafından tasarlanan bronz heykel, döküm ustası Miller tarafından 1872 yılında Münih’te dökülerek İstanbul’a getirilmiştir. Sultan Abdülaziz’in atlı heykeli, Osmanlı halkının henüz heykel sanatı gibi tasvir üzerine plastik değerleri ön plana çıkaran sanat dalına alışık olmadığı için belki de bu sebepten ötürü tepki çekmemek adına topluma açık alana değil de Beylerbeyi Sarayı Havuzlu Salon’a yerleştirilmiştir.

Sultan Abdülaziz’in at üstünde gerçek boyutlarda tasvir edildiği heykelde sultan, sol eliyle atının yularını tutarken başında fesi, tören giysileri içerisinde betimlenmiştir. Vakur görünümlü sultan, ileriye doğru kararlı bir bakış atmaktadır. Osmanlı padişahları arasında kendi heykelini yaptıran ilk ve tek sultan olan Abdülaziz’e ait gerek Garnier gerekse de Fuller’in yapmış olduğu mermer yontular ile atlı bronz heykeli dönemin sanat anlayışına uygun nitelik taşıyan en önemli natüralist çalışmalar arasında yer almaktadır. Abdülaziz’in tahttan indirilmesinden sonra heykel, Topkapı Sarayı’na getirilmiş olup Abdülaziz’in oğlu Abdülmecid Efendi 1922 yılında Halife ilan edilince babasının heykelini Topkapı Sarayı’ndan aldırıp Üsküdar Bağlarbaşı’ndaki özel köşküne getirtmiştir. Cumhuriyet’in ilanından sonra tekrar Topkapı Sarayı Müzesi’ne konulan heykel, günümüzde ilk dikildiği yerde Beylerbeyi Sarayı Havuzlu Salon’da sergilenmektedir.

Sanata ve sanatçılara önem vermesinin yanında bugün bilinen iki büstü ve at üzerinde bir heykeli bulunan Sultan Abdülaziz, sadece kendi heykellerini yaptırmakla kalmamış döneminde İstanbul saray ve bahçelerini süslemek üzere Fransa’dan birçok hayvan heykeli getirtmiştir.

Beylerbeyi Sarayı aslan ve geyik heykelleri

19. yüzyıl Avrupası’nda heykel sanatına damgasını vurmuş olan ve Neo Klasik üsluba bir tepki olarak doğan Romantizm Akımı’na göre biçimlendirilmiş olan hayvan figürleri bugün; başta Beylerbeyi Sarayı teras bahçeleri olmak üzere, Sabancı Köşkü, Yıldız Parkı, Kadıköy Altıyol gibi alanlarda yer almaktadır.

 

İLGİLİ DİĞER YAZILARIMIZ

Kayseri Şah Cihan Kümbeti (Döner Kümbet) http://sanattarihiplatformu.com/kayseri-sah-cihan-kumbeti-doner-kumbet456.html

Geçmişten Günümüze Kitabeler http://sanattarihiplatformu.com/gecmisten-gunumuze-kitabeler339.html

Sabuncuoğlu Şerafeddin Kimdir? http://sanattarihiplatformu.com/sabuncuoglu-serafeddin-kimdir392.html